Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“Yalnız olduğum için acı çektim, ama sırrımı saklamak için yalnızlık acısını yendim. Ve bugün, yalnız ve bilinmez olarak yaşamaktan daha büyük bir mutluluk tanımıyorum. Yazmak, en derin sevincim. Dünyayı kabul etmek ve tadını çıkarmak-ama yalnızca yoksunlukta. Kendimin karşısında çıplak kalmayı beceremeseydim, kumsalların çıplaklığını sevmeye layık olamazdım.”
"Ne kadar söz oyunu, ne kadar mantık cambazlığı yaparsak yapalım, anlamak birleştirmektir. En ileri girişimlerinde bile, usun derin isteği, insanın kendi evreni karşısındaki bilinçsiz duygusuna varır; içlidışlılık gereksinimidir, aydınlık isteğidir. Bir insan için dünyayı anlamak onu insansala indirgemek, ona damgasını basmaktır. Kedinin evreni karıncaların evreni değildir. "Her düşünce insanbiçimseldir" gerçeğinin başka anlamı yok. Aynı biçimde, gerçeği anlamaya çalışan us ancak onu düşünce terimlerine indirgediği zaman gereksiniminin karşılandığını düşünebilir. İnsan evrenin de sevip acı çekebileceğini benimseseydi, uzlaşmış olurdu. Düşünce, olguların değişken aynalarında hem bu olguları hem de kendi kendilerini tek bir ilkede özetleyebilecek ölümsüz bağıntılar bulabilseydi, bir düşünce mutluluğundan söz edilebilirdi, mutlular söyleni de bunun gülünç bir benzeri olurdu ancak. Bu birlik özlemi, bu saltıklık isteği, insan dramının temel devinimini ortaya koyar. Ama bu özlemin var olması hemen giderilmesi gerektiği anlamına gelmez. Çünkü isteği fetihten ayıran uçurumu aşar da Parmenides'le' birlikte Bir'in (ne olursa olsun) gerçekliğini kesinlersek, tüm birliği kesinleyen, ama bu kesinlemesiyle hem kendi ayrılığını hem de çözümlemek savında olduğu çeşitliliği kanıtlayan bir usun gülünç çelişkisine düşmüş oluruz. Bu ikinci kısırdöngü, umutlarımızı boğmaya yeter."
Reklam
…mutluluk ve hüzün - kendimin sonuna ulaştım. Sevdiğim cıvıl cıvıl kent. Ama, aynı zamanda, yalnızlığın acı tadı.
Sayfa 53 - İthaki Yayınları, 2. Baskı, 2003.
“Yalnız olduğum için acı çektim, ama sırrımı saklamak için yalnızlık acısını yendim. Ve bugün, yalnız ve bilinmez olarak yaşamaktan daha büyük bir mutluluk tanımıyorum. Yazmak, en derin sevincim. Dünyayı kabul etmek ve tadını çıkarmak-ama yalnızca yoksunlukta. Kendimin karşısında çıplak kalmayı beceremeseydim, kumsalların çıplaklığını sevmeye layık olamazdım.”
_Bazı insanlar kendi güneş sistemlerinde yaşarlar. Onları orada ziyaret etmek gerekir. _En derin denizlerde boğula boğula becerirsin tek bir nefesle yaşamayı. En yüksek uçurumlardan düşerken öğrenirsin uçmayı. En derin yaralarla başlar en derin gülücükler. _Sevdiğiniz insanları düşünüyorsunuz, ama daha derine inin, sonunda sevdiğinizin onlar
Shakespeare, Moliere
_İnsan nasıl canını kurtarmak için kaçarsa bir ayıdan, ben de öyle kaçıyorum karım olduğunu iddia eden o karıdan. Ben artık kendimin değilim. Ben bir eşeğim. Bir kadının kocasıyım. Üstümde hak iddia eden kadına aitim. Siz nasıl atınız üstünde hak iddia ediyorsanız o da benim üstümde öyle. Bir hayvana sahip çıkar gibi istiyor beni. Hani beni bir
Reklam
_Bütün bu aşağılık asalakların tek kaygısı, yüz karası bir dalkavuklukla, kralın desteğini kazanmaktır. _Sizin ilkelerinizin tam karşıtlarıyla yetişmiş insanlar karşısındasınız. Bütün düşündüklerinin saçma ve haksız olduğunu yüzlerine vurursanız elbet dinlemezler sizi. Dikine değil, yanlamasına gideceksiniz. Doğruyu yerinde ve ustalıkla
Espriler - Otobiyografi
_Nükte’yi anlamak oldukça güç. _Nükte, benzemezin içindeki gizli benzerleri açığa çıkarma yeteneğidir. _Nükte, zeka ürünü olarak haz üretmeye yarayan bir etkinliktir. Esprilerin malzemesi, yasaklanmış arzulardır. _Bazı Nükte formülleri: Şaşırtma, aydınlatma, karşıtlıklar, anlamsızlıktaki anlam. _Kraeplin: Karşıt iki kavramın birleşimi ve
"Ne kadar söz oyunu, ne kadar mantık cambazlığı yaparsak yapalım, anlamak birleştirmektir. En ileri girişimlerinde bile, usun derin isteği, insanın kendi evreni karşısındaki bilinçsiz duygusuna varır; içlidışlılık gereksinimidir, aydınlık isteğidir. Bir insan için dünyayı anlamak onu insansala indirgemek, ona damgasını basmaktır. Kedinin evreni karıncaların evreni değildir. "Her düşünce insanbiçimseldir" gerçeğinin başka anlamı yok. Aynı biçimde, gerçeği anlamaya çalışan us ancak onu düşünce terimlerine indirgediği zaman gereksiniminin karşılandığını düşünebilir. İnsan evrenin de sevip acı çekebileceğini benimseseydi, uzlaşmış olurdu. Düşünce, olguların değişken aynalarında hem bu olguları hem de kendi kendilerini tek bir ilkede özetleyebilecek ölümsüz bağıntılar bulabilseydi, bir düşünce mutluluğundan söz edilebilirdi, mutlular söyleni de bunun gülünç bir benzeri olurdu ancak. Bu birlik özlemi, bu saltıklık isteği, insan dramının temel devinimini ortaya koyar. Ama bu özlemin var olması hemen giderilmesi gerektiği anlamına gelmez. Çünkü isteği fetihten ayıran uçurumu aşar da Parmenides'le' birlikte Bir'in (ne olursa olsun) gerçekliğini kesinlersek, tüm birliği kesinleyen, ama bu kesinlemesiyle hem kendi ayrılığını hem de çözümlemek savında olduğu çeşitliliği kanıtlayan bir usun gülünç çelişkisine düşmüş oluruz. Bu ikinci kısırdöngü, umutlarımızı boğmaya yeter."
Sayfa 35 - Can Yayınları-46.baskı,Mart 2021, Çeviren: Tahsin YücelKitabı okudu
50 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.